
October 27, 2025
PKK’nin 7–12 Mayıs 2025’te gerçekleştirdiği kongrede kendini feshederek silahlı mücadeleyi resmen sonlandırması ve 11 Temmuz’da sembolik olarak silahlarını yakması tarihi dönüm noktaları olmuştur. Bu siyasi dönüşümün devamı olarak, Kürt Özgürlük Hareketi’nin 26 Ekim’de silahlı güçlerini Türkiye’den çekmekte olduklarını deklare etmesi, şiddetsiz bir siyasal iklimin oluşması ve yüzyıllık Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümü yolunda umut verici, sorumlu ve tarihsel bir başka adımı ifade etmektedir.
Sayın Abdullah Öcalan’ın ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin attığı bu adımlar, Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu halkları için önemli fırsatlar ortaya çıkarmaktadır. Onurlu bir barışın sağlanması durumunda bundan tüm halklar kazanacak; eşitlik, özgürlük ve demokrasi temelinde ortak bir yaşamın kapıları aralanacaktır. Ancak bu fırsatın heba edilmesi halinde, önümüzdeki on yıllar boyunca yeni insani ve maddi kayıplar, yıkımlar ve acılar yaşanma ihtimali vardır. Bu nedenle tüm toplumsal ve siyasal kesimlerin sorumluluk alarak barış ihtimalini güçlendirmesi hayati önem taşımaktadır.
Toplumun tüm kesimlerini kapsayacak kalıcı bir barışın ve demokratik bir yaşamın inşası için, Kürt Özgürlük Hareketi’nin çözüm iradesini hayata geçirebilecek hukuki ve siyasal çerçevenin devlet tarafından bir an önce oluşturulması gerekiyor. Ayrıca Sayın Abdullah Öcalan’ın “Umut Hakkı” dikkate alınarak özgürlüğünün sağlanması, devletin sürece dair samimiyetinin turnusol kâğıdı olacaktır.
EFFP olarak;
demokratik bir gelecek için vazgeçilmez görüyor ve derhal uygulanmasını bekliyoruz.
Türkiye ve Kürdistan halkları onlarca yıl süren savaşın ağır bedellerini ödemiştir. Bugün önümüzde duran seçenek ya onurlu bir barış ya da geçmiş acılara yenilerinin eklenmesidir. Bu tarihsel fırsatın heba edilmemesi ve barış hayalimizin gerçeğe dönüşebilmesi için sivil topluma da önemli bir sorumluluk düşmekte. Savaşın ve çatışmaların sonlandırılması yolunda atılan adımların karşılığının oluşturulması için siyasal iktidarı ve devleti zorlamak öncelikle barışı savunanların sorumluluğunda olmalı. EFFP olarak bizler, özgürlük, adalet, demokrasi ve barışın inşası için her türlü katkıyı sunma irade ve kararlılığımızı bir kez daha belirtiyoruz. Bu tarihsel fırsatın heba edilmemesi ortak görev ve sorumluluğumuzdur.
* Blog sayfamızda yayımlanan fikir ve görüşler yazarların kendi görüşleri olup EFFP’nin (Avrupa Barış ve Özgürlük Forumu) görüşlerini temsil etmez.