Umut etmek ve barış ihtimalini büyütmek istiyoruz!

Umut etmek ve barış ihtimalini büyütmek istiyoruz!

Avrupa Barış ve Özgürlük Formu

Sadece son kırk yılda sayılarla ölçülemeyecek hayata ve yıkıma mal olan Kürt meselesinde, 1 Ekim 2024’teki siyasi tokalaşma ve akabinde devam eden gelişmeler “yeni bir çözüm süreci mi başlıyor” sorusunu sordurdu hepimize.

Biz bu soruya cevap ararken, ortada henüz bir çözüm ve müzakere iradesinin olmadığını gösteren gelişmeler yaşanıyor. “Süreç daha başlamadan bitti” dedirten, toplumda gerilim ve kutuplaştırma arttıran olaylar cereyan ediyor. İmralı’daki aile görüşmesinden sonra gelen disiplin cezaları ve devam eden tecrit, önce Esenyurt, sonra Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine atanan kayyımlar, tekrar yükselen “hain-terörist” yaftalamaları ve hamasi söylemler toplumda zaten zayıf olan barış umutlarını iyice kırıyor.

Tüm bunlara rağmen, gelişmeler Kürt meselesinin barışçıl yöntemlerle çözümünün kamuoyunda tekrar tartışılmasına vesile oldu. Sürecin aktörlerinin niyetlerinden bağımsız olarak, 1 Ekim’den bu yana küçük de olsa müzakereci barışçıl siyaset lehine bir söylem alanı açıldı. Bunu önemli ve kıymetli buluyoruz. Bu alanın Kürt sorununun demokratik müzakeresine, nihayetinde de kalıcı bir barışa zemin olmasını istiyoruz. Onun için de açılan bu söylem alanını barışın sözü ve umudunu kurarak büyütmek istiyoruz.

2015’ten beri devam eden yoğun şiddet hem çatışmanın tarafları arasında hem de toplumda güven sorununu büyüttü. Bu sorunun giderilmesi için öncelikle siyaset ve medya dilinde acil bir değişiklik gerekiyor. Kullanılan dil barış iklimine katkı sunmak üzere yapıcı ve güven verici olmalı, dışlayıcı, rencide edici, militarist ve erkek egemen dil terkedilmelidir.

Kürt meselesinin kalıcı çözümü için soruna taraf olan tüm kesimlerin ayrım yapılmaksızın barışa ortak edilmesi, sürecin aktörü olması gerekiyor. Kapsayıcı olmayan bir yöntem hem çözüm konusundaki samimiyet ve niyeti sorgulatacak, hem de toplumun barışa dair umutlarını zedeleyecektir. Hükûmetin ve devlet kurumlarının yüzyıllık Kürt meselesine konjonktürel siyasi hesaplarla değil, demokratik bir cumhuriyeti birlikte inşa etme iradesi ile yaklaşması gerektiğine inanıyoruz.

Ana muhalefet partisi CHP’nin cumhuriyetin ikinci yüzyılına başlarken elinde önemli bir fırsat ve zemin var. CHP’nin de siyasi sürece muhakkak müdahil olması/edilmesi, elini taşın altına koyarak sorumluluk alması kalıcı bir çözüm için elzemdir. Mecliste grubu bulunan veya bulunmayan siyasi partilerin de barış ihtimali etrafında yan yana gelmeleri hepimizin ortak beklentisidir.

Ortada çok iyimser olmayı gerektirecek bir tablo yok, ama biz umutlu olmak ve barış ihtimalini büyütmek istiyoruz. Tüm toplumun geleceğini etkileyecek bu süreci siyasetçilerin ya da tarafların ağzından ne çıkacak diye bekleyerek geçirmenin vahim bir hata olacağını önceki deneyimlerimizden biliyoruz.

Şimdi izleme, bekleyip görme değil, barışın sözünü büyütme zamanıdır. Bu inançla, demokrasi, adalet, özgürlük ve barıştan yana olan tüm toplumsal ve siyasal kesimleri barış ihtimalini sahiplenerek büyütmek ve barışı toplumsallaştırmak için sorumluluk almaya, birlikte emek vermeye çağırıyoruz.